Bu yazıda Türkiye'nin cari açık sorununa değinilecektir. Ancak cari açığın
iyi anlaşılması için ilk olarak ödemeler dengesinin ne olduğundan bahsedilecektir.
İkinci olarak Türkiye’deki cari açık ve büyüme ilişkisine değinilecektir. Daha
sonra Türkiye’de cari açığa sebep olan kalemler irdelenecektir. Son kısımda
ise, cari açığın azaltılması için atılması gereken adımlarla ilgili birtakım
çıkarımlar yapılacaktır.
Ödemeler dengesinin cari işlemler ve finans hesabı olmak üzere iki alt
kalemi bulunmaktadır. Cari işlemler hesabı, bir ülkenin diğer ülkelerle olan
mal ve hizmet alış verişlerini ve cari transferlerini (örneğin yurtdışında
çalışan işçilerin gönderdiği para) gösteren bir indikatördür. Finans hesabı ise
bir ülkeye ilişkin portföy yatırımları, doğrudan yatırımlar, faiz gelir
giderleri vb işlemleri gösteren bir belirteçtir.
Bir ülkenin cari işlemler hesabındaki mal ve hizmet gelirlerinden
giderlerinin çıkarılması ve bu sonuca cari transferin eklenmesi ile cari
dengesi oluşur. Cari denge farklı şekillerde oluşabilir; eğer bir ülkenin
sattığı mal ve hizmetler aldığından fazla ise (transferler kalemi negatif olsa
dahi bu gelir-gider farkından daha az miktarda ise) bu durum cari fazla olarak
adlandırılmaktadır. Tersi durum ise yazının konusu olan cari açığın tanımını
vermektedir. Diğer bir tanımla cari açık için, bir ülkenin tasarruflarının yatırımlarını
karşılayamaması da denilebilir.
Cari açığın finansmanı ise finans hesabını oluşturan ülkeye gelen portföy
yatırımları, kısa vadeli yatırımlar ve uzun vadeli olan doğrudan yatırımlarla gerçekleştirilmektedir.
Ancak, cari açığın finansmanı konusundan bu yazıda bahsedilmeyecektir.
Cari açık Türkiye’de yıllardır süren önemli ekonomik sorunlardan birisidir.
Yakın tarihe bakıldığında, Türkiye'nin en yüksek büyüme gösterdiği dönemlerde
yüksek cari açık verdiği, düşük büyüme gösterdiği dönemlerde ise düşük cari
açık verdiği görülmektedir. Örneğin, global ekonomik krizin etkisinin yoğun
olarak görüldüğü 2009 yılında ülke ekonomisi %4,7 daralırken cari açık 13,9
milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında tam tersi bir durum
gerçekleşmiştir; ülke ekonomisi 8,5% büyürken cari açık tarihi rekor seviye
olan 77 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu durumun sürdürülemez olduğunu gören ekonomi
yönetimi, ekonomideki
aşırı ısınmayı önlemek ve kredi hacmini daraltmak için bir nevi frene basıp
ekonomiyi soğutmuştur.* Bahsedilen büyüme ve cari açık korelasyonu
da ülkemizin büyümesinin yeterince sağlıklı olmadığını göstermektedir.
*BDDK’nın
20 Haziran 2011 tarihindeki basın açıklamasına göre ekonomideki aşırı ısınmanın erken işaretlerini gösteren bankacılık
sisteminde, kredi büyümesini yavaşlatan ve uygun risk ayarlamalı fiyatlamaları
geliştirici tedbirler alınmıştır. TCMB de aynı dönemde zorunlu karşılık
artırımları ve konut kredilerinde finanse edilen kısmı sınırlayan düzenlemeler
gerçekleştirmiştir.
TCMB'nin 2014 yılı 2. çeyreğe ilişkin Ödemeler Dengesi Raporu incelendiğinde, 2008 yılından beri cari işlemler hesabının, hizmetler kaleminin ve diğer gelirler kaleminin fazla verdiği; ancak dış ticaret kaleminin sürekli olarak açık verdiği görülmektedir. Dış ticaret kaleminin sürekli negatifte seyretmesinin sebebini irdelemekte fayda bulunmaktadır.
Tablo
: Cari İşlemler Hesabı ve Alt Kalemleri
Türkiye’de cari açığın en büyük nedeni ülkenin enerji
ihtiyacından kaynaklanan petrol ve doğalgaz ithalatıdır. Örneğin 2013 yılında
ülke cari açığı 65 milyar Dolar iken bu tutarın 56 milyar Dolar’ını enerji
ithalatı oluşturmuştur. Petrol ve doğalgaz hariç tutulduğunda varolan cari
açığın temel sebepleri ise çok fazla ara malı ithalatı yapılmasıdır ve ülkede yüksek
katma değer yaratan ürünlerin üretilememesidir. Ankara Ticaret Odası'nın
yaptırdığı bir araştırmaya göre, bir tır ilaç alınabilmesi için
582 tır dolusu ekmeklik un, bir bilgisayarlı tomografi cihazı için ise yaklaşık
25 tır dolusu mermer ihraç etmek gerekmektedir.
Tablo : İthalat, Enerji İthaları ve
Cari İşlemler Açığı (milyar ABD doları)
Son dönemde hükümetten yenilenebilir enerjiye büyük teşvikler bulunmaktadır, ancak yatırımlar hala yeterli değildir. Bu yatırımların daha da artırılması gerekmektedir. Yapımına başlanan nükleer santraller de bu sorunun çözümü için sarf edilen bir çaba olarak görülebilir, ancak bunun çevre boyutunda risklerini de iyi ölçmekte fayda bulunmaktadır. Türkiye enerji zengi bir ülke olmadığından, cari açığa neden olan diğer sebeplerin nedenleri irdelenmeli ve gerekli aksiyonlar alınmalıdır.
Son dönemde hükümetten yenilenebilir enerjiye büyük teşvikler bulunmaktadır, ancak yatırımlar hala yeterli değildir. Bu yatırımların daha da artırılması gerekmektedir. Yapımına başlanan nükleer santraller de bu sorunun çözümü için sarf edilen bir çaba olarak görülebilir, ancak bunun çevre boyutunda risklerini de iyi ölçmekte fayda bulunmaktadır. Türkiye enerji zengi bir ülke olmadığından, cari açığa neden olan diğer sebeplerin nedenleri irdelenmeli ve gerekli aksiyonlar alınmalıdır.
Ara malı ithalatının azaltılması için ithal edilen malların yerli
muadillerinin üretilmesi gerekmektedir ve ekonomi yönetimi tarafından bu konuda
özel sektöre daha fazla teşvik verilmelidir. Katma değer yaratan ürünler için
ise inovasyon atağı yapılması gerekmektedir. İnovasyon için de eğitime büyük
yatırımlar yapılması gerekmektedir; ancak eğitime çok büyük yatırımlar yapılsa dahi
sonuçları ileride görülecektir.